Gözlemlerimiz, sınav öncesi oluşan stresin yeme ve uyku bozukluklarına yol açtığını gösteriyor. Bu dönemde karbonhidratlı besin ( tatlı, hamur işleri ) tüketme eğilimi artıyor. Çerezler, atıştırmalar, çikolata, bisküvi, cips gibi Zararlıların tüketimi sınav dönemlerinde zirve yapıyor. Buna bir de çocukların günün neredeyse tamamını masa başında geçirmeleri, yani fiziksel aktivite azlığı eklenince kilo almak ve kronik yorgunluk hissetmek kaçınılmaz hale geliyor.

Sınav sürecinde kötü beslenme, kötü uyuma ve kötü dinlenme başarı oranlarını düşürmektedir. Öğrencilerin çoğunluğu, ne yazık ki kahvaltıyı atlamakta ya da yetersiz kahvaltı yapmakta, öğle ve akşam yemeklerini ise okul veya dershane çevresindeki fast food dükkânlardan sağlamaktadırlar. Oysa özellikle kahvaltı alışkanlığı başarıda önemli etken. Kahvaltı alışkanlığı olmayanlarda kan şekeri sabah saatlerinde düşüyor, bu da beyin fonksiyonlarını etkiliyor. Araştırmalara göre sabahları düzenli kahvaltı yapan kişilerin başarı oranları ve dikkat düzeyleri kahvaltı etmeyenlere göre daha yüksek. Bu yüzden mutlaka güne süt veya meyve suyu ya da bitki çayı, kepek ya da çavdar ekmeği, peynir, yumurta, pekmez, tahıl gevrekleri gibi besin değeri yüksek gıdalarla kahvaltı ederek başlanmalı. Öğle ve akşam öğünlerinin atlanmamasına özen gösterilmeli. Yemek saatleri aynı zamanda bir sosyal aktivasyon ve dinlenme periyodu olarak düşünülebilir. Bu öğünlerde stresin önlenmesine katkıda bulunan antioksidan A vitamini ( Havuç, kayısı, karnı bahar, domates ) ve E vitamininden zengin (Kuru baklagiller, fındık, ceviz.. ) gıdalarla beyin fonksiyonlarının ve sinir sisteminin düzenlenmesinde yararlı olan B gurubu vitaminlerin bol bulunduğu et, balık, koyu yeşil sebzeler kepek ve çavdar ekmeği bolca tüketilmelidir. Zihinsel performansı artıran balık zengini bir beslenme (haftanın dört günü balık) , konsantrasyonu ve dikkat / düşünce gücünü artıran demir zengini gıdalar (karaciğer, pekmez, kırmızı et) içeren beslenme öğünlerde kombine edilerek uygulanabilir.

Ara öğünlerde ise kan şekerinin hızla yükselip düşmesine neden olan çikolata, şeker, kurabiye, şekerli meyve suları ve bisküviler yerine meyve, yoğurt, kepekli sandviç gibi besinler tercih edilmelidir. Ara öğün olarak fındık, ceviz gibi omega 3 yağ asidi içeren gıdalar da tüketilebilir.

Sınav sürecinde çok fazla çay, kahve, kola önermiyoruz. Bol miktarda kafein içeren bu içecekler uykusuzluğa, huzursuzluğa ve kalp çarpıntısına neden olur. Bunların yerine C vitamini içeriği yüksek kuşburnu, papatya, adaçayı, rezene gibi bitki çaylarının tüketilmesi rahatlamaya ve stresin azalmasına yardımcı olacaktır.

Sınav sabahı için beslenme önerilerimiz:

  • Sınav öncesi denemediğiniz besinleri yemeyin, yararlı diye sevmediğiniz besinleri denemeyin.
  • Yemek için dışarısı yerine evinizi tercih edin.
  • Sınavdan bir gün önce çok yağlı, baharatlı besinler tüketmeyin.
  • Kan şekerinin düşmemesi ve başarı oranınızın desteklenmesi için tatlı, çikolata, meyve suyu gibi basit şeker içeren gıdalar yerine kan şekerini yavaş yükselten süt, yumurta, peynir, kepekli / çavdarlı ekmek ile kahvaltı yapın.
  • Sınav sırasında basit şeker yerine kuru meyve ( kuru üzüm, kuru kayısı, kuru erik ) ve süt gibi besinler tercih edin.

Sağlıklı Dinlenme ve Uyku

Yaşam tarzımız, hayatımızın uzun vadeli akışı konusunda önemli bir etkendir. Yaşamımızdaki stresler hayatımızın akışını değiştirebilir. Stres faktörü organizmamızda iz bırakmadan çekip gitmez. Sıkça beliren zaman baskısı, sorunlar ve tasalar bedensel veya ruhsal sınırların zorlanması metabolik düzenimizde birtakım ayar bozukluklarına yol açar. Bu durumun başlıca hedefi beyin ve sinir sistemi olup, sonuçta halsizlik, isteksizlik, yaygın vücut ağrıları gibi yorgunluk belirtileri ortaya çıkar. Metabolik düzenlemeler başlangıçta hücrelerde biriken yorgunluk maddelerini etkisiz hale getirebilirken, sürekli çalışmalarda yetersiz kalır. Kronik yorgunluk dediğimiz bu durum vücut direncini kırar, hastalıklara zemin hazırlar. Bu nedenle dinlenmek ve uyku diğer ihtiyaçlar kadar gereklidir. İyi bir dinlenme için yeterli zamana ve uygun yere ihtiyaç vardır. Dinlenme günlük çalışma saatleri içinde ve ayrıca hafta sonunda olmalıdır. Belirli bir sistem içinde dinlenme sağlanırsa sağlık korunur, çalışmalar huzurlu ve verimli olur. Ruhsal yönden gergin, yorgun olanların diğer sistemleri de sağlıklı çalışmaz.

Uykunun Önemi

Uyku, duysal ve diğer uyartılarla uyandırılabilen bilinçsizlik halidir. Uykuda sistem ve beş duyular dinlenme halindedir. Sistemler otonom sinir sistemi ile isteğimiz dışında çalışırlar.

Uyku, besin maddesi gibi canlılık faaliyetleri için gereklidir. Sinir sistemi için besin ve enerji kaynağı özelliğine sahiptir. Uykusuzluk refleksleri zayıflatır. Bu nedenle uykusuz insanlar daha çok kaza yaparlar. Uykusuz kalan insanın iş verimi azalır. Beyinsel faaliyetleri zayıflar. Dikkat ve konsantrasyon kaybı ortaya çıkar. İdeal ve iyi bir uyku kişinin bedensel ve zihinsel fonksiyonlarının daha iyi çalışmasını sağlamaktadır. İdeal bir uyku için ışıkları azaltılmış, temiz havalı ve sakin bir yer tercih edilmelidir.

Özellikle sinir sisteminde biriken toksik artıklar uykuyu meydana getirir. Uyku süresince sinir sisteminde biriken toksik metabolizma artıkları inaktive olur. Başta sinir sistemi olmak üzere tüm sistemler uykuda kısmen veya tam bir dinlenmeye geçer. Uyku anında kalp atışları azalır, tansiyon düşer, solunum azalır ve derinleşir, vücut ısısı düşer, kaslar gevşer, iç organların çalışması yavaşlar, sinir sistemi ve duyu organları istirahat halindedir. Bu nedenle uyku süresinin yeterli olması gereklidir. Uyku süresi ile dinlenme arasında doğru orantılı bir bağlantı olup bu süre yaşa göre değişmektedir. Yetişkinler (yani sizler) günde 8 - 10 saat uyku uyumalıdırlar. Uyku ruhsal ve bedensel dinlenme için bir ihtiyaçtır.